The Muslims Internet Directory
Furkân Sûresi
Home ↓
Directory ↓
Quran ↓
Hadith ↓
Virtual Library ↓
Discover Islam ↓
Gallery ↓
Webmasters ↓
Dictionary ↓
Downloads ↓
Kids/Games ↓
Login/Register ↓
Quran Tools
Quran Books
Quran Translations
Search
Downloads
Index
More Links
Muslims Internet Directory
The Quran
The Hadith
2Muslims.com
The Internet
Our Network
Islamic Library
Help/FAQ
Help?
2Muslims Services
Feature Your Site
Submit Your Site
Islamic IE Toolbar
Interactive Games
Free Guestbook
Islamic Internet Gadgets
Islamic Quizzes
Islamic CGI Scripts
Zakat Calculator
Send a Postcard
Islamic Date Converter
DAWA Tools
FAQ About Islam
Hijab
Why do muslim females wear Hijab (Head cover)?
Faith
Culture
Fear
Other
Results
Other Polls
Home
:
Quran Translations
:
Turkish
: Turkish Translation: Furkân Sûresi
--Select language--
Albanian
Arabic
Azerbaijani
Bengali
Bosnian
Brazilian
Burmese
Dutch
English_Abdullah_Yusuufali
English_Hasan_Qaribullah
English_Muhammad_Pickthall
Farsi
Finish
French
German
Hausa
Hindi
Hindi
Indonesian
Italian
Japanese
Korean
Latin
Malaysian
Melayu
Meranao
Mexican
Pashto
Persian
Poland
Portuguese
Russian
Spanish
Swahili
Tamil
Thai
Transliteration
Turkish
Urdu
Advance search options
[25.1] Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'eFurkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir.
[25.2] Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur .Her şeyiyaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir.
[25.3] (Kâfirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan,kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen,öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılaredindiler.
[25.4] İnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun(Muhammed'in) uydurduğu biryalandır. Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir,dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa veiftiraya başvurmuşlardır.
[25.5] Yine onlar dediler ki: (Bu âyetler), onun,başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.
[25.6] (Resûlüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdekigizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çokbağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
[25.7] Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılardadolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiylebirlikte o da uyarıcı olmalıydı!
[25.8] Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içindenyeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler(müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adamauymaktasınız! dediler.
[25.9] (Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsillergetirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete)hiçbir yol da bulamazlar.
[25.10] Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylarihsan edecek olan Allah'ın şanı yücedir.
[25.11] Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise,kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateşhazırladık.
[25.12] Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerinigörünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) veuğultusunu işitirler.
[25.13] Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin)dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıktayokoluvermeyi isterler.
[25.14] (Onlara şöyle denir:) Bugün (yalnız) bir defa yokolmayı istemeyin; aksine birçok defalar yok olmayıisteyin!
[25.15] De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerinevâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varışyeridir.
[25.16] Onlar için orada ebedî kalmak üzere diledikleriher şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı veyerine getirilmesi) istenen bir vaaddir.
[25.17] O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıklarışeyleri toplar da, der ki: Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldançıktılar?
[25.18] Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da başkadostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara veatalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda (seni)anmayı unuttular ve helâki hak eden bir kavimoldular, derler.
[25.19] (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:)İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geriçevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz.İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
[25.20] (Resûlüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütünpeygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılardadolaşırlardı. (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık;(bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyihakkıyla görmektedir.
[25.2l] Bizimle karşılaşmayı (birgün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize yamelekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik,dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.
[25.22] (Fakat) melekleri görecekleri gün, günahkârlara ogün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktır, yasak! diyeceklerdir.
[25.23] Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız,onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).
[25.24] O gün cennetliklerin kalacakları yer çok huzurluve dinlenecekleri yer pek güzeldir.
[25.25] O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak vemelekler bölük bölük indirileceklerdir.
[25.26] İşte o gün, gerçek mülk (hükümranlık) çokmerhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için de pek çetin bir gündür o.
[25.27] O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yoltutsaydım!
[25.28] Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu)dost edinmeseydim!
[25.29] Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikatenbeni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçurumasürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
[25.30] Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ıbüsbütün terkettiler.
[25.31] (Resûlüm!) İşte biz böylece her peygamber içinsuçlulardan düşmanlar peydâ ettik. Hidayet verici veyardımcı olarak Rabbin yeter.
[25.32] İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada toplucaindirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parçaparça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
[25.33] Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (onun karşılığında) sana doğrusunu ve dahaaçığını getirmeyelim.
[25.34] Yüzükoyun cehenneme (sürülüp) toplanacak olanlar;işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapıkolanlardır.
[25.35] Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
[25.36] "Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik.Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle birediverdik.
[25.37] Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalancılıklaitham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendileriniinsanlar için bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.
[25.38] Ad'ı, Semûd'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkârcılıklarındanötürü helâk ettik).
[25.39] Onların her birine (uymaları için) misallergetirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdıkgeçirdik.
[25.40] (Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler),belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmmüyorlar mıydı? Hayır,onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
[25.41] Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alayaalıyorlar.
[25.42] "Şayet tanrılarımıza inanmakta sebatgöstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabıgördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunubilecekler!
[25.43] Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyigördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin?
[25.44] Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz)dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun?Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca dahada sapıktırlar.
[25.45] Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi?Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı. Sonrabiz güneşi, ona delil kıldık.
[25.46] Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimizeçektik (kısalttık).
[25.47] Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan,gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan, O'dur.
[25.48] Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek,yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara suvermek için gökten tertemiz su indirdik.
[25.49] Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarakgönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek,yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara suvermek için gökten tertemiz su indirdik.
[25.50] Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; amainsanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
[25.51] (Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
[25.52] (Fakat evrensel uyarıcılık görevini sanaverdik..) O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla(Kur'an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük birsavaş ver!
[25.53] Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici,diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O'dur.
[25.54] Sudan (meniden) bir insan yaratıp onu nesep vesıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) yakınlığa dönüştüren O'dur. Rabbinin her şeye gücüyeter.
[25.55] (Böyle iken inkârcılar) Allah'ı bırakıpkendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk ediyorlar. İnkârcı da Rabbine karşıuğraşıp durmaktadır.
[25.56] (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcıolarak gönderdik.
[25.57] De ki: Buna karşılık, sizden, Rabbine doğru biryol tutmayı dileyen kimseler (olmanız) dışındaherhangi bir ücret istemiyorum.
[25.58] Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan.O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter.
[25.59] Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altıgünde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden)Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.
[25.60] Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman:"Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde edermiyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır.
[25.61] Gökte burçları var eden, onların içinde bir çerağ (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceleryücesidir.
[25.62] İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler içingece ile gündüzü birbiri ardınca getiren de O'dur.
[25.63] Rahmân'ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzündetevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlaralaf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler(geçerler);
[25.64] Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.
[25.65] Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçicideğil, devamlıdır.
[25.66] Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikametyeridir!
[25.67] (O kullar), harcadıklarında ne israf ne decimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.
[25.68] Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları)başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haramkıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı (nın cezasını)bulur;
[25.69] Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve onda(azapta) alçaltılmış olarak devamlı kalır.
[25.70] Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlarbaşkadır; Allahı onların kötülüklerini iyiliklereçevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
[25.71] Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesizo, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.
[25.72] (O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boşsözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler.
[25.73] Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığındaise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;
[25.74] (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizitakvâ sahiplerine önder kıl! derler.
[25.75] İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin enyüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamlakarşılanacaklardır.
[25.76] Orada ebedî kalacaklardır. Orası ne güzel biryerleşme ve ikamet yeridir.
[25.77] (Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa,Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar!Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!
Bookmark Us
-
Set as Home
-
Terms Of Use
Other Sites
:
Know The Prophet campaign
-
Discover Islam
-
Links SQL Plugins
Copyright 2003-2013
Islamic Education & Services Institute
: Murfreesboro, TN