The Muslims Internet Directory
Yâsîn Sûresi
Home ↓
Directory ↓
Quran ↓
Hadith ↓
Virtual Library ↓
Discover Islam ↓
Gallery ↓
Webmasters ↓
Dictionary ↓
Downloads ↓
Kids/Games ↓
Login/Register ↓
Quran Tools
Quran Books
Quran Translations
Search
Downloads
Index
More Links
Muslims Internet Directory
The Quran
The Hadith
2Muslims.com
The Internet
Our Network
Islamic Library
Help/FAQ
Help?
2Muslims Services
Feature Your Site
Submit Your Site
Islamic IE Toolbar
Interactive Games
Free Guestbook
Islamic Internet Gadgets
Islamic Quizzes
Islamic CGI Scripts
Zakat Calculator
Send a Postcard
Islamic Date Converter
DAWA Tools
FAQ About Islam
Hijab
Why do muslim females wear Hijab (Head cover)?
Faith
Culture
Fear
Other
Results
Other Polls
Home
:
Quran Translations
:
Turkish
: Turkish Translation: Yâsîn Sûresi
--Select language--
Albanian
Arabic
Azerbaijani
Bengali
Bosnian
Brazilian
Burmese
Dutch
English_Abdullah_Yusuufali
English_Hasan_Qaribullah
English_Muhammad_Pickthall
Farsi
Finish
French
German
Hausa
Hindi
Hindi
Indonesian
Italian
Japanese
Korean
Latin
Malaysian
Melayu
Meranao
Mexican
Pashto
Persian
Poland
Portuguese
Russian
Spanish
Swahili
Tamil
Thai
Transliteration
Turkish
Urdu
Advance search options
[36.1] Yâsîn,
[36.2] Hikmet dolu Kur'an hakkı için,
[36.3] Sen şüphesiz peygamberlerdensin.
[36.4] Doğru yol üzerindesin.
[36.5] (Bu Kur'an) üstün ve çok merhametli Allahtarafından indirilmiştir.
[36.6] Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gafletiçinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.
[36.7] Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasınıhak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar.
[36.8] Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. Ohalkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzdenkafaları yukarı kalkıktır.
[36.9] Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektikde onları kapattık, artık göremezler.
[36.10] Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
[36.11] Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmedenRahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşteböylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatlamüjdele.
[36.12] Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz,her şeyi apaçık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) sayıpyazmışızdır.
[36.13] Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlaraelçiler gelmişti.
[36.14] İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik.Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allahelçileriyiz! dediler.
[36.15] Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibibirer insansınız. Rahmân, herhangi bir şey indirmedi.Siz ancak yalan söylüyorsunuz.
[36.16] (Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor; bizgerçekten size gönderilmiş elçileriz.
[36.17] "Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ınbuyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şeydeğildir" dediler.
[36.18] (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuzgeldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülükdokunur, dediler.
[36.19] Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuzsizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa buuğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
[36.20] Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi."Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"
[36.21] "Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermişkimselerdir."
[36.22] "Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadetetmeyecekmişim! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz."
[36.23] "O'ndan başka tanrılar mı edineyim? O çokesirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların(putların) şefâati bana hiçbir fayda vermez, benikurtaramazlar."
[36.24] "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içinegömülmüş olurum."
[36.25] "Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin."
[36.26] Ona: Cennete gir" denilince. "KeÅŸke, dedi, kavmim bilseydi!"
[36.27] "Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazharolanlardan kıldığını !"
[36.28] Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek içinüzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik veindirecek de değildik.
[36.29] (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şeydeğildi. Birdenbire sönüverdiler.
[36.30] Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygambergelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeyekalkışırlar.
[36.31] Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlaragelmezler.
[36.32] Elbette onların hepsi (kıyamet gününde)karşımızda hazır bulunacaklar.
[36.33] (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim birdelildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan daneçıkardık. İşte onlar bundan yerler.
[36.34] Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzümbağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.
[36.35] Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriylebunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâlaşükretmeyecekler mi?
[36.36] Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerindenve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütünçiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim.
[36.37] Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Bizondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklaragömülürler.
[36.38] Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ıntakdiridir.
[36.39] Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayinettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
[36.40] Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.
[36.41] Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemidetaşımamız da onlar için büyük bir ibrettir.
[36.42] Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeylerde yarattık.
[36.43] Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onlarınimdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
[36.44] Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli birzamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır.
[36.45] Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkadabıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
[36.46] Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyetgelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.
[36.47] Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayrasarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dedilerki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık birsapıklık içindesiniz.
[36.48] Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, butehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.
[36.49] Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesibekliyorlar.
[36.50] İşte o anda onlar ne bir vasiyyettebulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
[36.51] Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlarkabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
[36.52] (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir.Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
[36.53] Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazırbulunurlar.
[36.54] O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığauğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.
[36.55] O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler.
[36.56] Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlarakurulurlar.
[36.57] Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütünarzuları yerine getirilir.
[36.58] Onlara merhametli Rabb'in söylediği selam vardır.
[36.59] "Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!"
[36.60] "Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi?
[36.61] "Ve bana kulluk ediniz, doÄŸru yol budur" demedim mi?
[36.62] Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
[36.63] İşte, bu size vâdedilen cehennemdir.
[36.64] İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin!
[36.65] O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarınıbize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.
[36.66] Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
[36.67] Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerinideğiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdine de geri gelmeye!
[36.68] Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesinitersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı?
[36.69] Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten onayaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tangelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
[36.70] Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı haketsinler diye.
[36.71] Görmüyorlar mı ki, biz kudretimizin eseri olmaküzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır.
[36.72] Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısınıbesin olarak yerler.
[36.73] Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar veiçilecek sütler vardır. Hâla şükretmezler mi?
[36.74] Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başkailâhlar edindiler.
[36.75] Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazıraskerlerdir.
[36.76] (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seniüzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarınıda, açığa vurduklarını da biliyoruz.
[36.77] İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Birde bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
[36.78] Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misalgetirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kimdiriltecek?" diyor.
[36.79] De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek.Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
[36.80] Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İştesiz ateşi ondan yakıyorsunuz.
[36.81] Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir.O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.
[36.82] Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
[36.83] Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'nadöneceksiniz.
Bookmark Us
-
Set as Home
-
Terms Of Use
Other Sites
:
Know The Prophet campaign
-
Discover Islam
-
Links SQL Plugins
Copyright 2003-2013
Islamic Education & Services Institute
: Murfreesboro, TN