[46.4] De ki: Söylesenize! Allah'ı bırakıp taptığınızşeyler yeryüzünde ne yaratmışlar; göstersenize bana!Yoksa onların göklere ortaklıkları mı vardır? Eğerdoğru söyleyenlerden iseniz, bundan evvel (size indirilmiş) bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı varsaonu bana getirin.

[46.10] De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allahkatından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüpinandığı halde siz yine de büyüklük taslamışsanız(haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.

[46.15] Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiyeettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetledoğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz aysürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşınavarınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğinnimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliğidevam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki benmüslümanlardanım.

[46.17] Ana ve babasına: Öf be size! Benden önce nicenesiller gelip geçmişken, beni mi tekrar dirilmekletehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babasıAllah'ın yardımına sığınarak: Yazıklar olsun sana!İman et. Allah'ın vâdi gerçektir, dedikleri halde o:Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir,der.

[46.20] İnkâr edenler ateşe arzolunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzelşeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz.Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcıbir azap göreceksiniz!

[46.26] Andolsun ki, onlara da size vermediğimiz kudretve serveti vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözlerive kalpleri kendilerine bir fayda sağlamadı. Zirabile bile Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alayedip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.

[46.35] O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlarhakkında acele etme, onlar vâdedildikleri azabıgördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saatikadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldançıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç!
