The Muslims Internet Directory
Enbiyâ Sûresi
Home ↓
Directory ↓
Quran ↓
Hadith ↓
Virtual Library ↓
Discover Islam ↓
Gallery ↓
Webmasters ↓
Dictionary ↓
Downloads ↓
Kids/Games ↓
Login/Register ↓
Quran Tools
Quran Books
Quran Translations
Search
Downloads
Index
More Links
Muslims Internet Directory
The Quran
The Hadith
2Muslims.com
The Internet
Our Network
Islamic Library
Help/FAQ
Help?
2Muslims Services
Feature Your Site
Submit Your Site
Islamic IE Toolbar
Interactive Games
Free Guestbook
Islamic Internet Gadgets
Islamic Quizzes
Islamic CGI Scripts
Zakat Calculator
Send a Postcard
Islamic Date Converter
DAWA Tools
FAQ About Islam
Hijab
Why do muslim females wear Hijab (Head cover)?
Faith
Culture
Fear
Other
Results
Other Polls
Home
:
Quran Translations
:
Turkish
: Turkish Translation: Enbiyâ Sûresi
--Select language--
Albanian
Arabic
Azerbaijani
Bengali
Bosnian
Brazilian
Burmese
Dutch
English_Abdullah_Yusuufali
English_Hasan_Qaribullah
English_Muhammad_Pickthall
Farsi
Finish
French
German
Hausa
Hindi
Hindi
Indonesian
Italian
Japanese
Korean
Latin
Malaysian
Melayu
Meranao
Mexican
Pashto
Persian
Poland
Portuguese
Russian
Spanish
Swahili
Tamil
Thai
Transliteration
Turkish
Urdu
Advance search options
[21.1] İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Halböyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
[21.2] Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.
[21.3]Kalpleri hep eğlencede(gaflette),hem o zalimler şugizli fısıltıyı yaptılar: Bu (Muhammed), sizin gibibir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?
[21.4] (Peygamber) dedi ki: Rabbim, yerde ve gökte (söylenmiş) her sözü bilir. O, hakkıyla işitenve bilendir.
[21.5] "Hayır, dediler, (bunlar) saçma sapan rüyalardır;bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir.(Eğer öyle değilse) bize hemen, öncekileregönderilenin benzeri bir âyet getirsin."
[21.6] Bunlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir belde iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecekler?
[21.7] Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimizkişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz.
[21.8] Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer(cansız) ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedî de değillerdir.
[21.9] Sonra onlara (verdiğimiz) sözü yerine getirdik; böylece, hem onları hem de dilediğimiz(başka) kimseleri kurtuluşa erdirdik; müsrifleri dehelâk ettik.
[21.10] Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan birkitap indirdik. Hâla akıllanmaz mısınız?
[21.11] Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik;arkasından da nice başka topluluklar vücuda getirdik.
[21.12] Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın kioralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
[21.13] "Kaçmayın! İçinde bulunduğunuz refaha ve yurtlarınıza dönün! Çünkü size sorular sorulacak!"
[21.14] "Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten bizzalim insanlarmışız."
[21.15] Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüşateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
[21.16] Biz, göğü, yeri ve bunlar arasındakileri,oyuncular (işi, eğlencesi) olarak yaratmadık.
[21.17] Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi tarafımızdan edinirdik. (Bu irademizin eseriolurdu. Ama) biz (bunu) yapanlardan değiliz.
[21.18] Bilakis biz, hakkı bâtılın tepesine bindiririz de o, bâtılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, bâtılyok olup gitmiştir. (Allah'a) yakıştırdığınızsıfatlardan dolayı yazıklar olsun size!
[21.19] Göklerde ve yerde kimler varsa O'na aittir. O'nunhuzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususundakibirlenmezler ve yorulmazlar.
[21.20] Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah'ı)tesbih ederler.
[21.21] Yoksa (o müşrikler), yerden birtakım tanrılaredindiler de, (ölüleri) onlar mı diriltecekler?
[21.22] Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılarbulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesinliklebozulup gitmişti. Demek ki Arş'ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardanmünezzehtir.
[21.23] Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz; onlar isesorguya çekileceklerdir.
[21.24] Yoksa O'ndan başka birtakım tanrılar mıedindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı vebenden öncekilerin Kitab'ı. Hayır, onların çoğu hakkıbilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.
[21.25] Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona:"Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin"diye vahyetmiş olmayalım.
[21.26] Rahmân (olan Allah, melekleri) evlât edindi,dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır.
[21.27] O'ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar; onlar,sadece O'nun emri ile hareket ederler.
[21.28] Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakinide (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allahrızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
[21.29] Onlardan her kim: "Tanrı O değil, benim!" derse,biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlereböyle ceza veririz!
[21.30] İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde ikenbizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlışeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yinede inanmazlar mı?
[21.31] Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlardiktik. Orada geniş geniş yollar açtık; ta kimaksatlarına ulaşsınlar.
[21.32] Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan gibi yaptık. Onlar ise, gökyüzünün âyetlerinden yüzçevirirler.
[21.33] O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı... yaratandır.Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
[21.34] Biz, senden önce de hiçbir beşere ebedîlikvermedik. Şimdi sen ölürsen, sanki onlar ebedî mikalacaklar?
[21.35] Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizihayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.
[21.36] (Resûlüm!) Kâfirler seni gördükleri zaman: "Sizin ilâhlarınızı diline dolayan bu mu?" diyerekseni hep alaya alırlar. Halbuki onlar, çok esirgeyiciAllah'ın Kitabını inkâr edenlerin ta kendileridir.
[21.37] İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim; benden acele istemeyin.
[21.38] "Eğer, diyorlar, doğru iseniz, ne zaman(gerçekleşecek) bu tehdit?"
[21.39] İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından(saran) ateşi savamayacakları, kendilerine yardım dahiedilmeyeceği zamanı bir bilselerdi!
[21.40] Bilâkis kendilerine o (kıyamet) öyle âni gelir ki, onları şaşırtır. Artık, nereddedebilirler onu, ne de kendilerine mühletverilir.
[21.41] Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi; ama onları alaya alanları, o alay konusuettikleri şey kuşatıverdi.
[21.42] De ki: Allah'a karşı sizi gece gündüz kimkoruyacak? Buna rağmen onlar Rablerini anmaktan yüzçevirirler.
[21.43] Yoksa kendilerini bize karşı savunacak birtakımilâhları mı var? (O ilâh dedikleri şeyler) kendilerine bile yardım edecek güçte değildirler.Onlar bizden de alâka ve destek görmezler.
[21.44] Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayetömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi.Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyiçevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?
[21.45] De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman buçağrıyı duymazlar.
[21.46] Andolsun, onlara Rabbinin azabından ufak biresinti dokunsa, hiç şüphesiz, "Vah bize! Hakikatenbiz zalim kimselermişiz!" derler.
[21.47] Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız.Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahiolsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap görenolarak biz (herkese) yeteriz.
[21.48] Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takvâ sahipleriiçin bir ışık, bir öğüt ve Furkan'ı verdik.
[21.49] (O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar,kıyametten korkan kimselerdir.
[21.50] İşte bu (Kur'an) da, bizim indirdiğimiz hayırlı vefaydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?
[21.51] Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünüvermiştik. Biz onu iyi tanırdık.
[21.52] O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçiptapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.
[21.53] Dediler ki: Biz, babalarımızı bunlara taparkimseler bulduk.
[21.54] Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklıkiçindesiniz, dedi.
[21.55] Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa senoyunbazlardan biri misin?
[21.56] Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yarattığı göklerinve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlikedenlerdenim.
[21.57] Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!
[21.58] Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnızonların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.
[21.59] Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o,zalimlerden biridir, dediler.
[21.60] (Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir gençduyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
[21.61] O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
[21.62] Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim?dediler.
[21.63] Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadionlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.
[21.64] Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz,sizler!" dediler.
[21.65] Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarınadöndüler: Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.
[21.66] İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâlatapacak mısınız?
[21.67] Size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduğunuzşeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?
[21.68] (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu datanrılarınıza yardım edin! dediler.
[21.69] "Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
[21.70] Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat bizonları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
[21.71] Biz, onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âlemebereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık.
[21.72] Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağışolmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini sâlihinsanlar yaptık.
[21.73] Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işleryapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik.Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.
[21.74] Lût'a gelince, ona da hüküm (hakimlik,peygamberlik, hükümdarlık) ve ilim verdik; onu,çirkin işler yapmakta olan memleketten kurtardık. Ziraonlar (o memleketin halkı), gerçekten fena işler yapankötü bir kavimdi.
[21.75] Onu (Lût'u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o,sâlihlerden idi.
[21.76] Daha önce Nuh da dua etmiş, biz onun duasınıkabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
[21.77] Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden koruduk.Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gömdük.
[21.78] Davud ve Süleyman'ı da (an). Bir zaman, bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı: bir gurup insanınkoyun sürüsü, geceleyin başıboş bir vaziyette buekinin içine dağılıp ziyan vermişti. Biz onların hükmünü görüp bilmekte idik.
[21.79] Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman'a biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm(hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşlarıve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. (Bunları) biz yapmaktayız.
[21.80] Ona, savaş sıkıntılarınızdan sizi koruması için zırh yapmayı öğrettik. Artık şükredecek misiniz?
[21.81] Süleyman'ın emrine de kasırga (gibi esen) rüzgârıverdik; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz herşeyi biliriz.
[21.82] Şeytanlar arasından da, onun için dalgıçlık eden(ve inciler çıkaran) ve bundan başka işler görenler vardı. Biz onları gözetim altında tutuyorduk.
[21.83] Eyyub'u da (an). Hani Rabbine: "Başıma bu dertgeldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin" diyeniyaz etmişti.
[21.84] Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzereonun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntıolarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıcabunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
[21.85] İsmail'i, İdris'i ve Zülkifi de (yâdet). Hepsi desabreden kimselerdendi.
[21.86] Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikateniyi kimselerdendi.
[21.87] Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli birhalde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklariçinde: "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Senitenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti.
[21.88] Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onukederden kurtardık. İşte biz müminleri böylekurtarırız.
[21.89] Zekeriyya'yı da (an). Hani o, Rabbine şöyle niyazetmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen, vârislerin en hayırlısısın, (her şey sonundasenindir).
[21.90] Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yıverdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya)elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayırişlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bizeyalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.
[21.91] Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Bizona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem içinbir ibret kıldık.
[21.92] Hakikaten bu (bütün peygamberler ve onlara imanedenler) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Bende sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin.
[21.93] (İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet)işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bizedöneceklerdir.
[21.94] Bu durumda her kim mümin olarak iyi davranışlaryaparsa onun çabasını görmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayız.
[21.95] Helâk ettiğimiz bir belde için artık (yenidenmâmur olmak) imkânsızdır; çünkü onlar geridönemeyeceklerdir.
[21.96] Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açıldığı veonlar her tepeden akın ettiği zaman;
[21.97] Ve gerçek vaad (ölüm, kıyamet) yaklaşınca,birden, inkâr edenlerin gözleri donakalır! "Yazıklarolsun bize! (derler), gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalim kimselermişiz."
[21.98] Siz ve Allah'ın dışında taptığınız şeylercehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz.
[21.99] Eğer onlar birer tanrı olsalardı oraya(cehenneme) girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî kalacaklardır.
[21.100] Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlarorada (hiçbir iyi haber) duymazlar.
[21.101] Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdiredilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemdenuzak tutulurlar.
[21.102] Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.
[21.103] En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz.Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vâdedilmiş olan (mutlu) gününüzdür.
[21.104] (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarınıdürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,)üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz,(vâdettiğimizi) yaparız.
[21.105] Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: "Yeryüzüneiyi kullarım vâris olacaktır" diye yazmıştık.
[21.106] İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim içinbir mesaj vardır.
[21.107] (Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarakgönderdik.
[21.108] De ki: Bana sadece, sizin ilâhınızın ancak birtek Allah olduğu vahyedildi. Hâla müslüman olmayacakmısınız?
[21.109] Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vâdolunanşey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı,bilmiyorum.
[21.110] Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizlituttuklarınızı da bilir.
[21.111] Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi),sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.
[21.112] (Muhammed:) Rabbim! (Onlar hakkında) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahmân'dır. Sizinanlattıklarınıza karşı yardımı umulandır, dedi.
Bookmark Us
-
Set as Home
-
Terms Of Use
Other Sites
:
Know The Prophet campaign
-
Discover Islam
-
Links SQL Plugins
Copyright 2003-2013
Islamic Education & Services Institute
: Murfreesboro, TN