[3.7] Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazıâyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır.Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondakimüteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onuntevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiztarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselimsahipleri düşünüp anlar.
[3.13] (Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki gurubunhalinde sizin için büyük bir ibret vardır. Biri Allahyolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları apaçık kendilerinin iki misli gören kâfir bir gurup.Allah dilediğini yardımı ile destekler. Elbette bundabasiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
[3.14] Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara,yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salmaatlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar,dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbukivarılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.
[3.20] Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Banauyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim."Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de. Eğer teslim oldularsa doğruyolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilersesana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.
[3.37] Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel birbitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya yı da onun bakımıile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mâbede hergirişinde orada bir rızık bulur ve "Ey Meryem, bu sananereden geliyor?" der; o da: Bu, Allah tarafındandır.Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi.
[3.49] O, İsrailoğullarına bir elçi olacak (ve onlaraşöyle diyecek:) Size Rabbinizden bir mucize getirdim:Size çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerim ve Allah'ın izni ile o kuş oluverir. YineAllah'ın izni ile körü ve alacalıyı iyileştirir,ölüleri diriltirim. Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanankimseler iseniz, bunda sizin için bir ibret vardır.
[3.55] Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefatettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâredenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüzbana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeylerhakkında aranızda ben hükmedeceğim.
[3.61] Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konudaçekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahilolmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, bizde kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelimde Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.
[3.64] (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizimaramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tanbaşkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimiziilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse,işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.
[3.73] Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseyeinanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancakAllah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangibir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurundaonların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ınelindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmetigeniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
[3.75] Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle malemanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakatonlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sanaiade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşıyaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalansöylüyorlar.
[3.81] Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap vehikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik edenbir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz" diye söz almış, "Kabul ettiniz vebu ahdimi yüklendiniz mi?" dediğinde, "Kabul ettik"cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlikedenlerdenim, buyurmuştu.
[3.103] Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkıyapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetinihatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti veO'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah sizeâyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.
[3.110] Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış enhayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülüktenmeneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu.(Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğuyoldan çıkmışlardır.
[3.112] Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsabulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların(müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerinezillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmınauğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar vehaksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da,onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
[3.118] Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaşedinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten aslageri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülensözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerindesakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamışbulunuyoruz.
[3.119] İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizisevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütünkitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarınakaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayıparmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekinihakkıyla bilmektedir.
[3.140] Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa,(Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer biracıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen ötekitopluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleriortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.
[3.144] Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce depeygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya daöldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbirşekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah,şükredenleri mükâfatlandıracaktır.
[3.152] Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken,Allah, size olan vâdini yerine getirmiştir. Nihayet,öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı(galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmayakalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz devardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten)alıkoydu. Ve andolsun sizi bağışladı. Zaten Allah,müminlere karşı çok lütufkârdır.
[3.153] O zaman Peygamber arkanızdan sizi çağırdığı haldesiz, durmadan (savaş alanından) uzaklaşıyor, hiçkimseye dönüp bakmıyordunuz. (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayı gerek elinizdengidene, gerekse başınıza gelenlere üzülmeyesiniz.Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
[3.154] Sonra o kederin arkasından Allah size bir güvenindirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali birkısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksızyere cahiliye devrindekine benzer düşüncelerekapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı. De ki:İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarınıiçlerinde gizliyorlar. "Bu işten bize bir şeyolsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdiredilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlerekendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileritemizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde nevarsa hepsini bilir.
[3.156] Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler veyeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşlerihakkında: "Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah bukanaatı onların kalplerine (kaybettikleri yakınlarıiçin onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu. Canı veren de alan da Allah'tır. Allah, yaptıklarınızıhakkıyla görür.
[3.159] O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşakdavrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiçşüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; işhakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman daartık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.
[3.164] Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ınâyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan)kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah,müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki dahaönce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.
[3.167] müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
[3.179] Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumdabırakacak değildir; sonunda murdarı temizdenayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerindendilediğini ayırdeder. O halde Allah'a vepeygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâsahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecirvardır.
[3.180] Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini(infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o,kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyametgününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerinmirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdanhaberdardır.
[3.183] "Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşinyiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçehiçbir peygambere inanmamamızı emretti" diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, (özellikle)dediğiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi. Eğerdoğru insanlar iseniz, ya onları niçin öldürdünüz?
[3.195] Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabuletti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hepbirbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlarki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benimyolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülükleriniörteceğim ve onları altlarından ırmaklar akancennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nunkatındadır.