[39.3] Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nubırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler:Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diyekulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığadüştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir.Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yolailetmez.

[39.6] Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı,sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi deannelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içindeçeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndanbaşka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'nakulluktan) çevriliyorsunuz?

[39.7] Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaçdeğildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razıolmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayethepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. YaptıklarınızıO size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan herşeyi hakkıyla bilendir.

[39.8] İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendisinden onabir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur.Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle birazeğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!

[39.21] Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlütürlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlarkurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunlardaakıl sahipleri için bir öğüt vardır.

[39.23] Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu vebıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarakindirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri vehem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar.İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğruyola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi desaptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.

[39.38] Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı?diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler. De ki:Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız,O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah,bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter.Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar.

[39.71] O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür.Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizinâyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar edenpeygamberler gelmedi mi? derler. "Evet geldi" derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hakolmuştur.
