[7.27] Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıpyerlerini kendilerine göstermek için elbiselerinisoyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onlarıgöremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz bizşeytanları, inanmayanların dostları kıldık.

[7.37] Allah'a iftira eden ya da O'nun âyetleriniyalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptakinasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken"Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılarnerede?" derler. (Onlar da) "Bizden sıvışıp gittiler" derler. Ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerineşahitlik ederler.

[7.38] Allah buyuracak ki: "Sizden önce geçmiş cin veinsan toplulukları arasında siz de ateşe girin!" Herümmet girdikçe yoldaşlarına lânet edecekler. Hepsibirbiri ardından orada (cehennemde) toplanınca,sonrakiler öncekiler için, "Ey Rabbimiz! Bizi iştebunlar saptırdılar! Onun için onlara ateşten bir katdaha fazla azap ver!" diyecekler. Allah da: Zatenherkes için bir kat daha fazla azap vardır, fakat sizbilmezsiniz, diyecektir.

[7.43] (Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken,kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız.Ve onlar derler ki: "Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah'a hamdolsun! Allah bizi doğruyola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacakdeğildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler." Onlara: İşte size cennet; yapmışolduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınızdiye seslenilir.

[7.53] (Fakat onlar), Onun tevilinden başka bir şeybeklemiyorlar. Tevili geldiği (haber verdiği şeyler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlarderler ki: Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeğigetirmişler. Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler veya (dünyaya) geridöndürülmemiz mümkün mü ki, yapmış olduğumuzamellerden başkasını yapalım? Onlar cidden kendilerineyazık ettiler ve uydurdukları şeyler (putlar) dakendilerinden kaybolup gitti.

[7.54] Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gündeyaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadankendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi,ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'namahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!

[7.57] Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarakgönderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), ağırbulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz.Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyvelerçıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız.

[7.69] Sizi uyarmak için içinizden bir adam vasıtasıylaRabbinizden size bir zikir (kitap) gelmesine şaştınızmı? Düşünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaratılışta sizi onlardanüstün kıldı. O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayınki kurtuluşa eresiniz."

[7.73] Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik).Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndanbaşka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allah'ınşu devesidir. Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin,(içsin); ona kötülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.

[7.85] Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dediki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başkatanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delilgelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesindensonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlariseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.

[7.89] Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonratekrar sizin dininize dönersek Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka,yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şeydeğildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah'a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimizarasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin enhayırlısısın.

[7.127] Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki:Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıpyeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız? (Firavun): "Biz onların oğullarınıöldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette bizonları ezecek üstünlükteyiz" dedi.

[7.137] Hor görülüp ezilmekte olan o kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduğumuz yerindoğu taraflarına ve batı taraflarına mirasçı kıldık.Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarınaverdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve yetiştirdikleri bahçelerihelâk ettik.

[7.143] Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip deRabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini)göster; seni göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni aslagöremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerindedurabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi odağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa dabaygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksansıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.

[7.146] Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleriâyetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizelerigörseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yoledinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemenona saparlar. Bu durum, onların âyetlerimiziyalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ilerigelmektedir.

[7.150] Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine dönünce:"Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız!Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?" dedi. Tevrat levhalarını yere attı ve kardeşinin(Harun'un) başını tutup kendine doğru çekmeyebaşladı. (Kardeşi): "Anam oğlu! Bu kavim beni cidden zayıf gördüler ve nerede ise beni öldüreceklerdi. Sende düşmanları bana güldürme ve beni bu zalim kavimleberaber tutma!" dedi.

[7.155] Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmişadam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de dahaönce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerinişlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şeydeğildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğinide doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizibağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin! (Hz. Musa'nın, kavmini temsilen seçip Al lah'ınhuzuruna getirdiği kimseler, Allah ile kendiarasındaki konuşmayı işitince, onunla yetinmediler ve:""Ey Musa, Allah'ı açıkca görmedikçe sana aslainanmayacağız"" dediler. Bunun üzerine orada şiddetlibir deprem oldu ve bayılıp düştüler. Hz. Musa, Allah'a yalvardı da bu afet kaldırıldı.)

[7.157] Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılıbuldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (varya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onlarıkötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pisşeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygıgösteren, ona yardım eden ve onunla birliktegönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.

[7.158] De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ınelçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir veöldürür. Öyle ise Allah`a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır imanedin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız.

[7.160] Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde onikikabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, "Asanı taşa vur!" diye vahyettik. Derhalondan oniki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeribelledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın etiindirdik. (Onlara dedik ki) "Size verdiğimizrızıkların temizlerinden yeyin. "Ama onlar(emirlerimizi dinlememekle) bize değil kendilerinezulmediyorlardı.

[7.163] Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkınındurumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatiliyaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akınonlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarındandolayı onları imtihan ediyorduk.

[7.169] Onların ardından da (âyetleri tahrifkarşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız, diyerek Kitab'a vârisolan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzerbir menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka bir şeysöylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydıve onlar Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlaaklınız ermiyor mu?

[7.176] Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesininpeşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumunabenzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimiziyalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat;belki düşünürler.

[7.179] Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunucehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarlagörmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşteonlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

[7.187] Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağınısoruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbiminkatındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. Osize ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsungibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler.

[7.189] Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı)yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yükyüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a:Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkakşükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.
