[9.3] Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah veResûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlümüşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu siziniçin daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilinki, siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz. (EyMuhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele!

[9.4] Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyisize eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangibir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceyekadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanlarısever.

[9.7] Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşmayaptıklarınızın dışında müşriklerin Allah ve Resûlü yanında nasıl (muteber) bir ahdi olabilir? Onlar sizekarşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlaradürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan)sakınanları sever.

[9.13] (Ey müminler!) verdikleri sözü bozan, Peygamber'i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşısavaşa başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacakmısınız; yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisindenkorkmanıza daha lâyıktır.

[9.24] De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız,kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanızkazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler sizeAllah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmektendaha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceyekadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayeteerdirmez.

[9.25] Andolsun ki Allah, birçok yerde (savaşalanlarında) ve Huneyn savaşında size yardım etmişti.Hani çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat sizihezimete uğramaktan kurtaramamıştı. Yeryüzü bütüngenişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda(bozularak) gerisin geri dönmüştünüz.

[9.30] Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludurdediler. Bu onların ağızlarıyla gevelediklerisözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onlarıkahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!

[9.36] Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısınagöre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğruhesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağıçiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarakarşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten)sakınanlarla beraberdir.

[9.37] (Haram ayları) ertelemek, sadece kâfirlikte ilerigitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmakve O'nun haram kıldığını helâl kılmak için (haramayını) bir yıl helâl sayarlar, biryıl da haram sayarlar. (Böylece) onların kötü işlerikendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirlertopluluğunu hidayete erdirmez.

[9.40] Eğer siz ona (Resûlullah'a) yardım etmezseniz (buönemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani,kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlarmağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allahbizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizingörmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfirolanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.

[9.42] Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculukolsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşindengelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi.Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka sizinleberaber çıkardık" diye kendilerini helâk edercesineAllah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlakayalancı olduklarını biliyor.

[9.60] Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarakancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara,(hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere,borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmetsahibidir.

[9.61] (Yine o münafıklardan:) O (Peygamber, hersöyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır. De ki: O, sizin içinbir hayır kulağıdır. Çünkü o Allah'a inanır,müminlere güvenir ve o, sizden iman edenler için de bir rahmettir. Allah'ın Resûlüne eziyet edenler içinmutlaka elem verici bir azap vardır.

[9.69] (Ey münafıklar! Siz de) sizden öncekiler gibi(yaptınız). Onlar sizden kuvvetçe daha üstün, mal veevlâtça daha çok idiler. Onlar (dünya malından)paylarına düşenden faydalandılar. İşte sizdenöncekiler nasıl paylarına düşenden faydalandıysalar,siz de payınıza düşenden faydalandınız ve (bâtıla)dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleridünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar ziyanauğrayanların kendileridir.

[9.70] Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkınınve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı?Peygamberi onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demekki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendikendilerine zulmetmekte idiler.

[9.74] (Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünüelbette söylediler ve müslüman olduktan sonra kâfiroldular. Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah veResûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiğiiçin öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allahonları dünyada da, ahirette de elem verici bir azabaçarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne dostu ne de yardımcısı vardır.

[9.83] Eğer Allah seni onlardan bir gurubun yanınadöndürür de (Tebük seferinden Medine'ye döner de başkabir savaşa seninle beraber) çıkmak için senden izinisterlerse, de ki: Benimle beraber aslaçıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü siz birinci defa (Tebükseferinde) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi degeri kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!

[9.94] (Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyanedecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size aslainanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bizebildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyenibilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızısize haber verecektir.

[9.99] Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a veahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağınıAllah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıklarımal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allahonları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.

[9.100] (İslâm dinine girme hususunda) öne geçen ilkmuhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlarvar ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar daAllah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içindeebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.

[9.107] (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zararvermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasınaayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşısavaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlarve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diyemutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allahonların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.

[9.111] Allah müminlerden, mallarını ve canlarını,kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar,öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de veKur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O haldeO'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayısevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.

[9.118] Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de(tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmenonlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkçasıkmıştı. Nihayet Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığınıanlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri içinAllah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir.

[9.120] Medine halkına ve onların çevresinde bulunan bedevî Araplara Allah'ın Resûlünden gerikalmaları ve onun canından önce kendi canlarınıdüşünmeleri yakışmaz. İşte onların Allah yolunda bir susuzluğa, bir yorgunluğa ve bir açlığa dûçarolmaları, kâfirleri öfkelendirecek bir yere (ayak)basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerinesalih bir amel yazılması içindir. Çünkü Allah iyilikyapanların mükâfatını zayi etmez.
